ANKARA– Silivri, Bakırköy ve Sincan cezaevlerinde tutuklu gazeteciler, siyasetçiler, hak savunucuları ve komutanları ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Gazeteciler başta olmak üzere, Türkiye’nin aydınlarının, düşünen insanlarının, siyasetçilerinin, ülkeye hizmet etmiş askerlerinin cezaevinde tutuluyor olması Türkiye’ye yakışmıyor. Bu ayıptan demokrasi ile kurtulmalıyız” dedi.
‘ATALAY’IN TUTULDUĞU HER GÜN ANAYASA’YA DARBE’
CHP Milletvekili Çakırözer, Silivri, Bakırköy ve Sincan cezaevlerinde gerçekleştirdiği ziyaretler sonrasında TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Silivri’deki Marmara Cezaevi ile Bakırköy Cezaevi’ndeki Gezi Davası tutukluları Hatay Milletvekili Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i ziyaret eden Çakırözer, Sincan Cezaevi’nde tutuklu gazeteciler Süha Çardaklı, Serkan Kafkas, Dicle Müftüoğlu ve 28 Şubat Davası hükümlüsü eski komutanlarla görüştü. Çakırözer, TBMM’deki basın toplantısında şunları söyledi:
“Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay seçilmesinin üzerinden 227 gün geçmesine rağmen cezaevinde tutuluyor. Anayasa Mahkemesi hakkında iki kez ihlal kararı verdi ve bir an önce salıverilmesi, yeniden yargılanması gerektiğini söyledi. Ancak büyük bir Anayasal darbe ile karşı karşıya olduğumuz için yerel mahkeme ve Yargıtay Can Atalay’ın tahliye edilmesine karşı bir tutum içindeler. Kendisi ile cezaevinde görüştüğümde Can Atalay da kararlar sonrasında bir an önce özgürlüğüne kavuşmak ve gelip Meclis’te yemin edip milletin hizmetinde çalışmak arzusunda. Bu Anayasa’ya yönelik darbe girişimine karşı başta TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş olmak üzere Anayasal kurumların hepsine çağrıda bulunuyorum. Can Atalay’ın içeride geçirdiği her dakika, her an bu darbenin daha da ağırlaştırılmasıdır. Bir an önce Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda Can Atalay’ın özgürlüğüne kavuşması için herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.”
‘DÖRT DUVAR ARASINDAKİ HUKUKSUZLUK TÜRKİYE’NİN AYIBI’
Çakırözer, 612 gündür tutuklu Gezi Davası tutukluları Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve 7 yıldır tutuklu Osman Kavala’nın da mesajlarını aktararak, “Hepsi 2024 yılından en başta adalet ve özgürlük isteyerek, sadece kendileri için değil tüm Türkiye için demokrasi isteyerek giriyorlar. Bu insanların Silivri’de, Bakırköy’de cezaevinde dört duvar arkasında özgürlüklerinden mahrum şekilde yeni yıla giriyor olması Türkiye’nin büyük ayıbıdır” dedi.
GAZETECİ DURUŞMALARINA DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Çakırözer Ankara’da Sincan Cezaevi’nde tutuklu gazeteciler Ajans Muhbir kurucuları Süha Çardaklı ve Serkan Kafkas ile Dicle Müftüoğlu ve üniversite öğrencisi Murat Küçük ile Eray Ertürk’e gerçekleştirdiği ziyaretlere ilişkin de konuştu. Çakırözer, “Bu insanların cezaevinde yatmalarının tek gerekçeleri düşünceleri ve düşüncelerini ifade etmeleri. Ocak ayında hepsinin duruşması görülecek. İnsanların düşünceleri, düşündüklerini ifade ettikleri için cezaevlerinde tutuluyor olması kabul edilemez. Bunların artık son bulması ve Türkiye’nin bu ayıplardan kurtulması lazım. Ocak ayında bu insanların duruşması görülecek. Buradan kamuoyuna onlara destek ve dayanışma çağrısında bulunuyorum” diye konuştu.
‘SAĞLIK RAPORLARINA RAĞMEN CEZAEVİNDELER’
Çakırözer, Sincan Cezaevi’nde hasta ve ileri yaştaki 28 Şubat Davası’nda yargılanan komutanlar Fevzi Türkeri, Cevat Özkaynak, Yıldırım Türker, Erol Özkasnak’a gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından, komutanlara cezaevinde yaşatılan hukuksuzluklara dikkat çekti. Çakırözer şunları aktardı:
“Bu 4 komutan ve Buca Cezaevi’nde tutuklu Çetin Doğan tam 863 gündür cezaevindeler. Bu komutanlar nasıl cezaevine girdiler. FETÖ’cü hakim ve savcıların açtığı davalarda önce gözaltına alınıp tutuklandılar, sonra savcı ve hakimlerin FETÖ’cü olduğu ortaya çıkınca tahliye edildiler. Bu hukuksuzluk daha sonra ‘28 Şubatla hesaplaşılacak’ diye devam etti ve komutanlar yeniden cezaevine konuldu. Haklarında olan lehte deliller işleme konulmadı ve onlara ceza yağdırdılar. Şimdi bu hukuksuzluğun üzerine başka bir hukuksuz yaşıyorlar. Komutanların yaşları 78 ile 83 arasında. Kendileri ile görüştüğümde hepsi Bypass olmuşlar, cezaevinde girmeden önce olan tansiyon, kolestrol gibi hastalıkları artmış. Cezaevinde böbrek taşı düşürenler, kemik erimesi ile karşılaşanlar olmuş. Vural Avar’ın ölümünden sonra Adalet Bakanlığı genelge yayınladı. Cezaevlerinde bulunan, sağlık durumu uygun olmayan tutuklu ve hükümlülerin cezalarının geri kalan bölümünü evlerinde tamamlayabilmelerine ilişkin bir genelgeydi. Bu genelge sonrası 5 komutan Adli Tıp Kurumu’na gönderildiler ve nisan ayında raporlarını aldılar. 7 aydır ellerinde ‘cezaevinde duramaz’ diye raporları var. Ama cezaevinde tutuluyorlar.”
‘KATİLLER AFFEDİLİYOR, KOMUTANLAR İÇERİDE’
Çakırözer, komutanlar cezaevinde tutulurken, genelge kapsamında cezaevinde tahliye edilen isimlere de dikkat çekerek şunları söyledi:
“Komutanlar cezaevinde tutulurken, bu genelge gerekçe gösterilerek Mezar evlerde günahsız insanları işkence ile öldürülen Hizbullah davası sanığı 71 yaşındaki Mehmet Emin Alpsoy Cumhurbaşkanınca affedildi. Saadet Partili sandık görevlilerini katleden 75 yaşındaki Hacı Sülük, Sivas’ta yazarları diri diri yakan 75 yaşındaki Hayrettin Gül’ün hapislikleri hasta ve yaşlı diye hızla kaldırıldı. Ama ellerinde bir değil, iki kez alınmış rapor olan eski komutanlar cezaevinde tutuluyor. Buradan bir kez daha onlara yaşatılan bu haksızlık üstüne haksızlığın artık son bulmalıdır. Bir an önce cezalarının kalan kısmının evlerinde çekmelerinin önü açılmalıdır. Benzer hata bir yıl önce yapıldı ve Vural Avar cezaevinde yaşamını yitirdi. Eğer bu isimlerden hayatını kaybeden olursa bunun sorumlusu bu genelge ve raporlara rağmen bile bile bu inanları cezaevinde ölüme mahkum edenlerdedir. Bu insanları yeni yıla cezaevinde bu sağlık koşullarında sokmayın.” (DUVAR)