Süper Lig’in 27. haftasında İstanbulspor’u deplasmanda 2-0 mağlup etti, çıkışını sürdürdü. Siyah-beyazlı takımın golleri Semih Kılıçsoy ve yeni transfer Ernest Muçi’den geldi. Müsabakayı spor yazarları değerlendirdi.
Yeni golcü, yeni nöbetçi / Attila Gökçe (Milliyet)
“Süper Lig’de “daraltılmış” bir zirve rekabeti var. Şampiyonluğun favorileri de adayları da iki takım: Galatasaray’la Fenerbahçe… Sıradakilere kapalı bir yarış bu…
İki şampiyonluk favorisini izleyen takım sayısı da iki: Trabzonspor ile Beşiktaş’ın arasına başka takımların gireceğini düşünmüyorum. Böylece üçüncülük-dördüncülük de (Avrupa tahtası) kapalı. Bu statik görüntülü “daraltılmış” rekabet ortamında üçüncülüğü kovalayan Beşiktaş’la son sıradaki İstanbulspor’dan iyi bir maç sunmalarını bekleyebilir miyiz? Hayır bekleyemeyiz. Peki, o zaman seyrettiğimiz neydi? Çok güzel bir maçtı. Özellikle zayıf olarak kabul edilen sonuncu sıra takımının bulunduğu yere isyan edercesine maça kattığı heyecan ve dinamizm alkışa değerdi.
İstanbulspor ne yaptı dün? 3-4-3’le rakibine göre daha kalabalık bir orta alanla topu kazanıp yüklendi.. Sambissa, Loshaj, Jackson ve Ali Yaşar, çabuk ve akıllı ataklarla Al Musrati-Gedson ikilisinden oluşan Beşiktaş merkezini kolay geçtiler. Tehlikeli pozisyonlar ürettiler. Kaleci Mert ile Necip, Colley, Masuaku’nun müdahaleleri ev sahibinin gollerini önledi.
Beşiktaş da bol pozisyonlu, baskılı futbol oynadı. Aradıkları golleri buldular. Maçta çekişmeli güzellikler izlemeye başladık. Cenk Tosun’un attığı 2 şutun gol olmayışı şanssızlıktı. Ama “Ağır Abi” Cenk, 23’te Semih kardeşine öylesine güzel bir asist yaptı ki, genç golcü de soluyla düzeltip önünü açtığı topa sağıyla vurup açılışı yapıverdi. Dünkü oyunu ve takım arkadaşlarının ona gönülden yardımları, attığı 9. golden sonra galiba Fenerbahçeli Semih Şentürk’ten sonra bir “Nöbetçi Golcümüz” daha oldu. Dileyelim ki dünkü Semih de Milli Takım’a kadar uzasın, gollerine devam etsin!
İkinci yarıda Beşiktaş’ın “daha müddebir” tedbirli (önlemli) oynamasını beklerken 55’te Muçi’nin golüyle rahatladığını gördük. İstanbulspor her şeye rağmen doğru bildiği oyuna devam ediyordu.
Sırası gelmişken… Ceza sınırındaki Gedson’un gördüğü sarı kart doğru. Zaynutdinov ve Colley’in gördükleri ise tartışmalı kartlar. Hepsinden önce (Dk.14) Okan’ın Cenk Tosun’un topuğuna basması da sarı kartlık bir hareketti.
Bu maçtan derbiye bakacak olursak… Gedson’un yokluğu Galatasaray karşısında sorun yaratabilir. Ancak dünkü Beşiktaş’ın ilgili-ilgisiz herkese “diş gösterdiğini” söylemeliyiz.”
Semih üstü Muçi / Ali Ece (Fanatik)
Beşiktaş fragmanlar halinde oynuyor çünkü fragmanlar şeklinde son 6 ayda farklı teknik direktörler ve yönetimler tarafından bir araya getirilmiş bir oyuncu grubu var. Mesela Semih aslında yazdan beri kadronun parçası ama Aboubakar küsmesi ve küstürmesi, Rebiç fos çıkması, Cenk’in fiziksel açıdan gerilemesi, Muleka’nın bonservis bedeline göre saman alevinden hallice performansı Semih’in A planı olmasını sağladı. Aslında Beşiktaş’ın Mario Gomez’den beri santrforda bu kadar etkileyici bir A planı olmadı: Aboubakar canı istediğinde dar alanda Mario Gomez’den bile daha klas, büyüleyici vuruşlar yapabiliyor. Canı istemeyince bitmek bilmeyen bir migrene dönüşüyor.
Kalite eseri
Semih ise aldığı ilk dakikadan beri golün istikrarlı merkezi. Cenk Tosun da Şampiyonlar Ligi’nde namağlup liderlik sezonunda çok iyi bir santrfor ve sol iç forvetti. Maalesef artık o seviyesinde değil. Semih ise şu anda Cenk Tosun’un Everton’a rekor bedelle transfer olduğu seviyenin de üstünde ve henüz 18 yaşında. İstanbulspor maçında Semih’in attığı gol pür yetenek kalitesi eseri. Beşiktaş tarihinde en son bu kadar yetenekli 18 yaşındaki forvet oyuncusu Nihat Kahveci’ydi. Semih de bir nevi neo-Nihat Kahveci.