Ancak Çin, şu anda bu hedefe planlanandan 5 yıl önce ulaşma yolunda ilerliyor. Güneş enerjisindeki muazzam artış, rüzgar enerjisi üretim kapasitesindeki yüzde 20,7’lik artışla tamamlanıyor ve bu da ülkenin temiz enerjiye geçiş kararlılığını gösteriyor.
Reuters, bir raporunda, Çin’in büyük üretim tesislerindeki kullanım süresinin azaldığını ve kapasite artışının enerji talebindeki büyümeyi geride bıraktığını ortaya koydu. Buna karşılık, Ulusal İstatistik Bürosu’nun verilerine göre hidroelektrik üretiminde geçen yıl yaklaşık yüzde 5,6’lık bir düşüş yaşandı.
Diğer ülkelerin toplamından fazla güneş enerjisi santrali kuruldu
Çin, 2023’te diğer ülkelerin toplamından daha fazla güneş paneli kurdu. 216,9 GW güneş enerjisi kapasitesi ekleyen ülke, 2022’deki 87,4 GW‘lık önceki rekorunu açık ara farkla kırdı. Çin’in 2023’de eklediği güneş enerjisi kapasitesi ABD’nin şu ana kadar kurduğu toplam güneş kapasitesinden fazla.
Küresel olarak çevreyi en çok kirleten ülkelerden biri olma konumunu ciddiye alan Çin, güneş ağırlıklı portföyüne bir başka rekor kıran başarı olan 75,9 GW rüzgar enerjisini de ekledi. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, yenilenebilir enerji kapasitesi küresel olarak 510 GW artarak rekor kırdı. Tahminlere göre Çin, 2023’te kurulan küresel güneş enerjisi kapasitesinin yüzde 58’ini ve küresel rüzgar kapasitesinin yüzde 60’ını oluşturacak.
Kömür hala en büyük kaynak
Yenilenebilir enerjideki kayda değer ilerlemelere rağmen Çin hala elektriğinin yüzde 59’unu kömürle çalışan termik santrallerden karşılıyor. Yetkililer, kömür tüketiminin 2025’ten itibaren azalacağını garanti etseler de, aralıklı güneş ve rüzgar üretimine yedek olarak hizmet verecek yeni kömür santrallerinin gerekli olduğunu savunuyor. Bununla birlikte veriler, geçen yıl termik santral üretim kapasitesinde 57,93 GW’lık bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Bu da ülkenin enerjiye yönelik çift yönlü yaklaşımı hakkında soru işaretleri yaratıyor.
Güneş ve rüzgar tesislerindeki artış, Çin’in enerji ortamı için bir takım zorlukları da beraberinde getiriyor. Yerel üreticiler arasındaki şiddetli rekabet, panel ve türbin fiyatlarının rekor seviyelere düşmesine neden oldu; bu da yenilenebilir enerji üretiminin rekor seviyelere çıkmasına neden oldu. Bu artış, ülkenin şebeke kapasitesini zorlayarak belirli bölgelerdeki altyapı sınırlamalarına ilişkin endişeleri artırdı. Bazı bölgelerde, bu sorunları çözmek için yeni projeler üzerinde daha sıkı düzenlemeler uygulanıyor. Bu durum, şebeke altyapısına yatırım yapılması ihtiyacını ortaya koyuyor.
Bu zorluklara rağmen BloombergNEF analistleri, Çin’in yenilenebilir enerji alanındaki kazanımlarını sürdürmesini bekliyor ve önümüzdeki yıl güneş enerjisi kurulumlarında yüzde 7’lik artış ve yeni rüzgar kapasitesinde yüzde 11’lik bir artış öngörüyor. Bu çabalar, hem ülkenin hedefleri, hem de küresel iklim değişikliğiyle mücadele açısından büyük önem taşıyor.